CHP, Memleketler arası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret AŞ’nin (SADAT) faaliyetleri ile seçim güvenliğine ait tezler konusunda Meclis araştırması açılmasını istedi.
CHP Küme başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç’un imzasını taşıyan araştırma önergesinde, şirketin, keskin nişancılık, gayrinizami harp, meskun mahal operasyonları, tank avcılığı eğitimleri verdiği fakat bu eğitimleri Türk Silahlı Kuvvetleri, Ulusal İstihbarat Teşkilat Başkanlığı yahut Emniyet Genel Müdürlüğüne verip vermediği konusunda bilgi bulunmadığı açıklandı.
Önergenin öne sürülen sebebinde şu değerlendirmeler yapıldı:
“SADAT Milletlerarası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. ismiyle Türk Ticaret Kanunu’na göre kurulmuş olan şirketin ana mukavelesi 2012 yılında tescil edilmiştir. Şirketin ana mukavelesinde, şirketin maksadı, ‘Uluslararası alanda savunma danışmanlığı, güvenlik güçlerinin tertibi, güvenlik güçlerinin eğitimi, güvenlik güçlerinin muhtaçlık duyacağı kıyafet ve yiyeceklerin ilgili ülke, Türkiye ve üçüncü ülkelerden üretimi, alış-satış, tedarik ve temini için ihaleler açmak, ihalelere girmek, teklifler vermek, teklifler almak, ithalat ve ihracat yapmak’ olarak tabir edilmektedir. Şirket, ana kontratına göre her nevi av silahı, ateşli ve ışınlı silah ve bu silahlara ilişkin mermi ve fişeklerin ve bu gayeye uygun her türlü hizmet ve materyalin temini, toptan ve perakende alım satımını, ithalat ve ihracatını pazarlayabilmekte, eğitimini verebilmekte, açık ve kapalı özel atış poligonları yapıp, işletebilmekte, MKE bayiliği alabilmekte, silah modülleri alıp satabilmekte, milletlerarası alanda taşeronluk yapabilmektedir.
SADAT’ın keskin nişancılık, gayrı nizami harp, meskun mahal operasyonları, tank avcılığı eğitimleri verdiği belirtilmekte lakin SADAT’ın bu eğitimleri Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, Ulusal İstihbarat Teşkilat Başkanlığı’na, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne verip vermediği, yurtharicinde hangi ülkelerde eğitimler verdiği konusunda bilgi bulunmamaktadır. Bir paramiliter kuruluş olarak bedellendirilen SADAT, sabotaj, baskın, pusu kurma, suikast ve tedhiş alanlarında da eğitim vermektedir. Şirketin en büyük pay sahibi olan ve bir vakit içinder Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı nazaranvini de üstüne alan Adnan Tanrıverdi’nin 15 Temmuz darbe teşebbüsünden daha sonra Silahlı Kuvvetler’in bir daha yapılandırılmasına ait tüm tekliflerinin hayata geçtiğine yönelik kelamları hafızalardadır. Askeri yargının kaldırılmasından, Yüksek Askeri Şura’nın yapısına, Jandarma Genel Komutanlığı’nın İçişleri Bakanlığı’na bağlanmasından askeri okulların yapısına kadar SADAT Şirketi’nin isteğiyle bir dizi değişiklik yapıldığı anlaşılmaktadır.
“İlişkileri açığa çıkarılmalı”
Ayrıyeten Tanrıverdi’nin; başşehri İstanbul, resmi lisanı Arapça olan İslam Ülkeleri Konfederasyonu Anayasası’nın yazım çalışmalarında da bulunmuş bir eski tuğgeneral olduğunun unutulmaması gerekmektedir. Çok esaslı bir devlet ve ordu geleneği bulunan ülkemizin, askeri manada maksatlarının bir paramiliter şirketin gayeleri istikametine sokulması üzere bir yanlışa tevessül edildiği ileri sürülmektedir. Suriye’deki iç savaş ve iç karışıklık sürecinde ve bu ülkeden Türkiye’ye yaşanan sığınmacı akınında büyük rol oynadığı belirtilen bu şirketle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Cumhurbaşkanlığı’nın, Genelkurmay Başkanlığı’nın, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, Ulusal İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı’nın ne üzere bağlantıları olduğunun açıklığa kavuşması ve kamuoyunun bu bahiste aydınlatılması koşuldur. İktidar partisi tarafınca Türkiye’deki tüm aksiliklerin niçini olarak dış güçler gösterilmektedir. İktidar partisi yürüttüğü kaygı siyasetinin bir kesimi olarak iç kamuoyuna yönelik ortaya attığı dış güçler paranoyasını her daim canlı tutmaya çalışmaktadır. İktidar partisinin yaymaya çalıştığı bu söyleme uygun bir yapı olarak çalışma alanları ve verdikleri hizmetler dikkate alındığında dış güçlerin Türkiye ortasında başvurabilecekleri yapı olarak akla birinci SADAT gelmektedir.”
CHP Küme başkanvekilleri Engin Altay, Özgür Özel ve Engin Özkoç’un imzasını taşıyan araştırma önergesinde, şirketin, keskin nişancılık, gayrinizami harp, meskun mahal operasyonları, tank avcılığı eğitimleri verdiği fakat bu eğitimleri Türk Silahlı Kuvvetleri, Ulusal İstihbarat Teşkilat Başkanlığı yahut Emniyet Genel Müdürlüğüne verip vermediği konusunda bilgi bulunmadığı açıklandı.
Önergenin öne sürülen sebebinde şu değerlendirmeler yapıldı:
“SADAT Milletlerarası Savunma Danışmanlık İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. ismiyle Türk Ticaret Kanunu’na göre kurulmuş olan şirketin ana mukavelesi 2012 yılında tescil edilmiştir. Şirketin ana mukavelesinde, şirketin maksadı, ‘Uluslararası alanda savunma danışmanlığı, güvenlik güçlerinin tertibi, güvenlik güçlerinin eğitimi, güvenlik güçlerinin muhtaçlık duyacağı kıyafet ve yiyeceklerin ilgili ülke, Türkiye ve üçüncü ülkelerden üretimi, alış-satış, tedarik ve temini için ihaleler açmak, ihalelere girmek, teklifler vermek, teklifler almak, ithalat ve ihracat yapmak’ olarak tabir edilmektedir. Şirket, ana kontratına göre her nevi av silahı, ateşli ve ışınlı silah ve bu silahlara ilişkin mermi ve fişeklerin ve bu gayeye uygun her türlü hizmet ve materyalin temini, toptan ve perakende alım satımını, ithalat ve ihracatını pazarlayabilmekte, eğitimini verebilmekte, açık ve kapalı özel atış poligonları yapıp, işletebilmekte, MKE bayiliği alabilmekte, silah modülleri alıp satabilmekte, milletlerarası alanda taşeronluk yapabilmektedir.
SADAT’ın keskin nişancılık, gayrı nizami harp, meskun mahal operasyonları, tank avcılığı eğitimleri verdiği belirtilmekte lakin SADAT’ın bu eğitimleri Türk Silahlı Kuvvetleri’ne, Ulusal İstihbarat Teşkilat Başkanlığı’na, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne verip vermediği, yurtharicinde hangi ülkelerde eğitimler verdiği konusunda bilgi bulunmamaktadır. Bir paramiliter kuruluş olarak bedellendirilen SADAT, sabotaj, baskın, pusu kurma, suikast ve tedhiş alanlarında da eğitim vermektedir. Şirketin en büyük pay sahibi olan ve bir vakit içinder Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanlığı nazaranvini de üstüne alan Adnan Tanrıverdi’nin 15 Temmuz darbe teşebbüsünden daha sonra Silahlı Kuvvetler’in bir daha yapılandırılmasına ait tüm tekliflerinin hayata geçtiğine yönelik kelamları hafızalardadır. Askeri yargının kaldırılmasından, Yüksek Askeri Şura’nın yapısına, Jandarma Genel Komutanlığı’nın İçişleri Bakanlığı’na bağlanmasından askeri okulların yapısına kadar SADAT Şirketi’nin isteğiyle bir dizi değişiklik yapıldığı anlaşılmaktadır.
“İlişkileri açığa çıkarılmalı”
Ayrıyeten Tanrıverdi’nin; başşehri İstanbul, resmi lisanı Arapça olan İslam Ülkeleri Konfederasyonu Anayasası’nın yazım çalışmalarında da bulunmuş bir eski tuğgeneral olduğunun unutulmaması gerekmektedir. Çok esaslı bir devlet ve ordu geleneği bulunan ülkemizin, askeri manada maksatlarının bir paramiliter şirketin gayeleri istikametine sokulması üzere bir yanlışa tevessül edildiği ileri sürülmektedir. Suriye’deki iç savaş ve iç karışıklık sürecinde ve bu ülkeden Türkiye’ye yaşanan sığınmacı akınında büyük rol oynadığı belirtilen bu şirketle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Cumhurbaşkanlığı’nın, Genelkurmay Başkanlığı’nın, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün, Ulusal İstihbarat Teşkilatı Başkanlığı’nın ne üzere bağlantıları olduğunun açıklığa kavuşması ve kamuoyunun bu bahiste aydınlatılması koşuldur. İktidar partisi tarafınca Türkiye’deki tüm aksiliklerin niçini olarak dış güçler gösterilmektedir. İktidar partisi yürüttüğü kaygı siyasetinin bir kesimi olarak iç kamuoyuna yönelik ortaya attığı dış güçler paranoyasını her daim canlı tutmaya çalışmaktadır. İktidar partisinin yaymaya çalıştığı bu söyleme uygun bir yapı olarak çalışma alanları ve verdikleri hizmetler dikkate alındığında dış güçlerin Türkiye ortasında başvurabilecekleri yapı olarak akla birinci SADAT gelmektedir.”