Ailede doğan çocukların hepsi bir ebeveyn için kıymetlidir. Lakin doğum sırasına göre değişen karakterler merak konusu oldu. Yapılan araştırmayla bir arada doğuma bakılırsa birinci, orta ve son çocuğun özellikleri değiştiği ortaya konuldu. Doğum sırasının kişiliği etkilemesinin en en önemli sebepler aile etraf faktörleri olduğunu açıklayan uzmanlar yanıtladı. Doğum sırası kişiliği tesirler mi? Doğum sırası kişiliği nasıl tesirler?
Hepimiz bir anne ve babadan dünyaya geliyoruz. Her ne kadar anne ve babanın genetik kodları çocuğa taşınsa da çocukların hepsi farklı farklı kişiliklerde oluyor. Bu durumun çocukların doğum sırasına göre değiştiği ortaya çıktı. Aile yapısı hakkında yapılan araştırmaya göre, çocukların doğum sırası karakteri üzerinde muhakkak özellikler barındırıyor. Doğum sırası teorisi birinci vakit içinderda 1920’li yılların sonlarında Sigmund Freud’un arkadaşı olan Alfred Adler tarafınca tartışma konusu olmuştur. birebir vakitte Adler’in araştırmalarını devam ettiren uzmanlar, ailedeki doğum sırasının birinin kişiliğini etkilediğini kanıtladı. Bu durum ailenin genişlemesine göre hal alırken, eğitim ve aile yapısı da faal faktör olmaktadır.
çocuk doğum sırasına bakılırsa karakter değişimi
Bir ebeveynin doğum sırası çocuk karakterlerinin farklı olması için eşit, bağlantıya açık, özgüvenlerini destekleyici olmalıdır. Bütün çocukların birebir olmayacağı şuuruyla, yetenek ve meyilleri doğrultusunda eğitim ve dayanak göstermeleri gerekmektedir.
çocuk doğum sırasına göre karakter değişimi
BİRİNCİ DOĞAN ÇOCUK
Ailenin birinci göz ağrısı olarak tanımlanan en büyük çocuk, çoklukla doğumundan itibaren ilgi odağı olmakta olduğunu belirten uzmanlar, daha çabucak hemen hiçbir kardeşin olmamasıyla tüm imkanlardan yararlanmaktadır. hem de anne ve babanın acemilik periyoduna denk gelen birinci çocuklar, yetiştirilirken bu acemiliğin aksilikleriyle da ziyadesiyle karşılaşır. ötürüsıyla bir anne ve babanın en harika olmasını istediği prosedürlerle büyütülür. Bu sebeple birinci doğan çocuklar önder vasıflı olabileceği üzere tam dersi aileye en bağımlı kişiliklerde de olabilmektedir. İki uç noktanın görüldüğü birinci çocuk, sorumluluk sahibi, muhafazakar ve güç endeksli oldukları küme araştırmalarında kanıtlandı. Küçük kardeşlerine karşı duydukları yükümlülükle, genelde aile sahibi olma isteği ve ilgisi ağır olduğu ortaya konan birinci çocuklarda, anne ve baba ilgisini kardeşleriyle paylaştığını gördükçe artık büyüdüğünün şuuru yerleşir. ötürüsıyla idol olan ebeveynleri üzere kişilik özelliklerinde baba yada anne olma eğilimi vardır.
çocuk doğum sırasına nazaran karakter değişimi
ORTANCA ÇOCUK
Ortanca çocuğun genelde idolleri olan bir üst çocukla yarış halinde olduğu kanıtlanmıştır. Daha bir üst kardeşi geçmeye yönelik davranışlar sergileyebilmektedirler. Rekabetçi ve diplomatik olduğu ortaya konan ikinci çocukların kişilik özelliklerinde kimi vakit yaşlarına uygun olmayan kişilik maksatları yer alır. Hırslı olmalarıyla ün yapan ortanca çocukların gelişim suratları yüksek olmaktadır. Ortanca çocuğun kişilik özelliklerinden biri de bencilliğiyle birlikte sorunlara karşı çözme yetisi kazanır. Daha mantıklı ve realist hareket eden ortanca çocuklar, hem ebeveynleri birebir vakitte kendinden büyük olan kardeşleri tarafınca korunup kullanırlar bu yüzden daha inançlı hissederler. Hata yapmaya meyilli yapısı ve deneyim yeteneğiyle, ders çıkarma eğilimleri yüksek olarak ölçülmüştür.
çocuk doğum sırasına bakılırsa karakter değişimi
EN KÜÇÜK ÇOCUK
Araştırmalara nazaran en küçük çocuk, hem ebeveynleri birebir vakitte ailenin geri kalanı için ilginin daima üstünde olduğu karakter tipidir. En küçük çocukta bu daima ilgi görme durumu, benmerkezcilik sorununu ortaya atmaktadır. Ebeveynler çoklukla en küçük çocuğa daha toleranslı olma eğilimindedirler. Daha az sorumluluk sahibi, daha talepkar ve daha fazla bağımlı bireyler olma ihtimalleri yüksek olduğu ortaya konan en küçük çocukta, ailenin sevinç kaynağı olma eğilimi vardır. Yapılan araştırmalar sonucunda, daha bağımsız ve özgürlüklerine düşkün oldukları ortaya çıkmıştır. Büyük kardeşlerle başa çıkma konusunda, daima üstün hissetme ve aşağılama kompleksi barındırırlar. En süratli sportmenler, en âlâ müzisyenler yahut en yetenekli oyuncular genelde ailenin en küçük çocuklarıdır. Ayrıyeten fazlaca toplumsal olmaları, daha sorumsuz ve uçarı olmaları ile bilinirlerken, en küçük çocuklarda kişilik yapısının en ortaya çıkan özelliği çok toplumsallık durumudur.
çocuk doğum sırasına bakılırsa karakter değişimi
TEK ÇOCUK
Doğum sırası olmaksızın ailenin tek çocuğu olma özelliğini taşıyan çocuklar da genelde en küçük çocukla ortak özellikleri barındırır. Bir noktada en küçük çocuktan ayrılan özelliği kendinden diğer kimseyi bilmediği için, okul hayatında benmerkezciliği fazla olup, toplumsal hayatta bağlantı kopukluğu görmeleridir. Her yaptıklarının onaylanıp takdir edilmesini bekleyen tek çocuk, ilerideki yaşantısında ruhsal dertler yaşayabilmektedir. Kardeşleri olmayan tek çocuğun, hayal gücü öteki çocuklara bakılırsa daha gelişmiş olduğu ortaya konan gerçekler içindedır. Tek çocuk, yarışacak biri olmadığı için hemcinsi olan ebeveynle yarışır. Aile tarafınca şımartılan çocuklar, dışarı hayatlarında da tıpkı ilgi ve alakanın göbeğinde olmak istemektedirler. Ayrıyeten yapılan araştırmalarla mükemmeliyetçi ve akıllarına koyduklarını yapan insan modeli oldukları ortaya çıkmıştır.
Hepimiz bir anne ve babadan dünyaya geliyoruz. Her ne kadar anne ve babanın genetik kodları çocuğa taşınsa da çocukların hepsi farklı farklı kişiliklerde oluyor. Bu durumun çocukların doğum sırasına göre değiştiği ortaya çıktı. Aile yapısı hakkında yapılan araştırmaya göre, çocukların doğum sırası karakteri üzerinde muhakkak özellikler barındırıyor. Doğum sırası teorisi birinci vakit içinderda 1920’li yılların sonlarında Sigmund Freud’un arkadaşı olan Alfred Adler tarafınca tartışma konusu olmuştur. birebir vakitte Adler’in araştırmalarını devam ettiren uzmanlar, ailedeki doğum sırasının birinin kişiliğini etkilediğini kanıtladı. Bu durum ailenin genişlemesine göre hal alırken, eğitim ve aile yapısı da faal faktör olmaktadır.
çocuk doğum sırasına bakılırsa karakter değişimi
Bir ebeveynin doğum sırası çocuk karakterlerinin farklı olması için eşit, bağlantıya açık, özgüvenlerini destekleyici olmalıdır. Bütün çocukların birebir olmayacağı şuuruyla, yetenek ve meyilleri doğrultusunda eğitim ve dayanak göstermeleri gerekmektedir.
çocuk doğum sırasına göre karakter değişimi
BİRİNCİ DOĞAN ÇOCUK
Ailenin birinci göz ağrısı olarak tanımlanan en büyük çocuk, çoklukla doğumundan itibaren ilgi odağı olmakta olduğunu belirten uzmanlar, daha çabucak hemen hiçbir kardeşin olmamasıyla tüm imkanlardan yararlanmaktadır. hem de anne ve babanın acemilik periyoduna denk gelen birinci çocuklar, yetiştirilirken bu acemiliğin aksilikleriyle da ziyadesiyle karşılaşır. ötürüsıyla bir anne ve babanın en harika olmasını istediği prosedürlerle büyütülür. Bu sebeple birinci doğan çocuklar önder vasıflı olabileceği üzere tam dersi aileye en bağımlı kişiliklerde de olabilmektedir. İki uç noktanın görüldüğü birinci çocuk, sorumluluk sahibi, muhafazakar ve güç endeksli oldukları küme araştırmalarında kanıtlandı. Küçük kardeşlerine karşı duydukları yükümlülükle, genelde aile sahibi olma isteği ve ilgisi ağır olduğu ortaya konan birinci çocuklarda, anne ve baba ilgisini kardeşleriyle paylaştığını gördükçe artık büyüdüğünün şuuru yerleşir. ötürüsıyla idol olan ebeveynleri üzere kişilik özelliklerinde baba yada anne olma eğilimi vardır.
çocuk doğum sırasına nazaran karakter değişimi
ORTANCA ÇOCUK
Ortanca çocuğun genelde idolleri olan bir üst çocukla yarış halinde olduğu kanıtlanmıştır. Daha bir üst kardeşi geçmeye yönelik davranışlar sergileyebilmektedirler. Rekabetçi ve diplomatik olduğu ortaya konan ikinci çocukların kişilik özelliklerinde kimi vakit yaşlarına uygun olmayan kişilik maksatları yer alır. Hırslı olmalarıyla ün yapan ortanca çocukların gelişim suratları yüksek olmaktadır. Ortanca çocuğun kişilik özelliklerinden biri de bencilliğiyle birlikte sorunlara karşı çözme yetisi kazanır. Daha mantıklı ve realist hareket eden ortanca çocuklar, hem ebeveynleri birebir vakitte kendinden büyük olan kardeşleri tarafınca korunup kullanırlar bu yüzden daha inançlı hissederler. Hata yapmaya meyilli yapısı ve deneyim yeteneğiyle, ders çıkarma eğilimleri yüksek olarak ölçülmüştür.
çocuk doğum sırasına bakılırsa karakter değişimi
EN KÜÇÜK ÇOCUK
Araştırmalara nazaran en küçük çocuk, hem ebeveynleri birebir vakitte ailenin geri kalanı için ilginin daima üstünde olduğu karakter tipidir. En küçük çocukta bu daima ilgi görme durumu, benmerkezcilik sorununu ortaya atmaktadır. Ebeveynler çoklukla en küçük çocuğa daha toleranslı olma eğilimindedirler. Daha az sorumluluk sahibi, daha talepkar ve daha fazla bağımlı bireyler olma ihtimalleri yüksek olduğu ortaya konan en küçük çocukta, ailenin sevinç kaynağı olma eğilimi vardır. Yapılan araştırmalar sonucunda, daha bağımsız ve özgürlüklerine düşkün oldukları ortaya çıkmıştır. Büyük kardeşlerle başa çıkma konusunda, daima üstün hissetme ve aşağılama kompleksi barındırırlar. En süratli sportmenler, en âlâ müzisyenler yahut en yetenekli oyuncular genelde ailenin en küçük çocuklarıdır. Ayrıyeten fazlaca toplumsal olmaları, daha sorumsuz ve uçarı olmaları ile bilinirlerken, en küçük çocuklarda kişilik yapısının en ortaya çıkan özelliği çok toplumsallık durumudur.
çocuk doğum sırasına bakılırsa karakter değişimi
TEK ÇOCUK
Doğum sırası olmaksızın ailenin tek çocuğu olma özelliğini taşıyan çocuklar da genelde en küçük çocukla ortak özellikleri barındırır. Bir noktada en küçük çocuktan ayrılan özelliği kendinden diğer kimseyi bilmediği için, okul hayatında benmerkezciliği fazla olup, toplumsal hayatta bağlantı kopukluğu görmeleridir. Her yaptıklarının onaylanıp takdir edilmesini bekleyen tek çocuk, ilerideki yaşantısında ruhsal dertler yaşayabilmektedir. Kardeşleri olmayan tek çocuğun, hayal gücü öteki çocuklara bakılırsa daha gelişmiş olduğu ortaya konan gerçekler içindedır. Tek çocuk, yarışacak biri olmadığı için hemcinsi olan ebeveynle yarışır. Aile tarafınca şımartılan çocuklar, dışarı hayatlarında da tıpkı ilgi ve alakanın göbeğinde olmak istemektedirler. Ayrıyeten yapılan araştırmalarla mükemmeliyetçi ve akıllarına koyduklarını yapan insan modeli oldukları ortaya çıkmıştır.