Gurbetçiler araba getirebilir mi ?

Defne

New member
Gurbetçiler Araba Getirebilir mi? – Çantada Keklik mi, Yoksa Bagajda Bavul mu?

Selam forumdaşlar,

Uzun zamandır ortalıkta “Gurbetçiler araba getirebiliyormuş, hem de mis gibi, vergi yok, masraf yok!” diye dolanan efsaneler var. Hani neredeyse, bir sonraki dedikoduda “Araba bagajında kayınço bile getirebiliyorsun” diyecekler… 😄

Konuya biraz eğlenceli, biraz da “kahve yanında tatlı muhabbet” tadında yaklaşmak istedim. Hem erkeklerin o “şimdi plan yapalım, strateji belirleyelim” kafasını hem de kadınların “ama komşunun dayısının kızı bu işten mağdur olmuş” diye başlayan empati selini harmanlayarak ortaya koyacağım. Bakalım siz hangi tarafta olacaksınız?

---

1. Erkek Modu: Excel Tabloları, Planlar, Harita Uygulamaları

Gurbetçi amca/abi konuyu öğrenir öğrenmez eline bir kalem kâğıt alır (veya artık Google Sheets). Başlar hesap yapmaya:

- Almanya’dan Passat’ı getirmek ne kadar?

- Uçak biletini kim alacak?

- Sınır kapısında görevli “Beyefendi, bu arabayı burada bırakın” derse B Planı nedir?

Hatta işin sonunda, pasaport, oturum, taşıma masrafları, gümrük vergisi, MTV’si derken; tabloyu açar ve gururla eşine gösterir:

— “Bak hayatım, 3 sene içinde sadece 42.386 TL kârımız oluyor. Tabii kur artarsa bu rakam 57 bine kadar çıkabilir.”

Eşi ise bu sırada hesap tablosunun yanındaki ekranda çeyiz dükkânı indirimlerine bakıyordur.

---

2. Kadın Modu: “Ama Ayşe’nin Başına Gelenler…”

Kadın tarafı konuyu bambaşka bir yerden ele alır. Hesap kitap yerine önce hikâyeler başlar:

— “Ayşe’nin eniştesi geçen yaz araba getirdi ya, sınırda adamı beklettiler. Çocuklar susuz kaldı, börekler bozuldu, zavallılar perişan oldu!”

Bir anda konu araba getirmekten çıkar, yaz tatilinde yanık kremi almayı unutmanın trajedisine bağlanır. 🤷‍♀️

Kadınlar genellikle sürecin insani kısmına odaklanır: “Ya gümrük memuru ters bakarsa, ya arabada klima bozulursa, ya lastik patlarsa?” Yani aslında, araba getirmekten çok, araba getirme sırasında çıkabilecek aile içi krizleri düşünürler.

---

3. Yasal Mevzular: Masal mı, Kabus mu?

Gurbetçinin Türkiye’ye araç getirmesi evet mümkün, ama öyle sanıldığı gibi “Tıkla ve getir” kolaylığında değil. Yurt dışından araç getirmek isteyen gurbetçiler için belli başlı şartlar var:

- Aracı kendi adınıza kayıtlı olacak.

- Türkiye’de kalış süresi 185 günü aşmayacak (yani “yazın gelirim, kışın da burada kalırım” kafası yok).

- Gümrükte 2 yıl kalma izni var ama her gelişte yeni izin almak için yine uğraşmak lazım.

Kısacası, bu iş kervan yolda düzülür değil, kervanı yola çıkmadan düzmek gerektiriyor.

---

4. Forumdaş Soruları: “Peki Vergi Ne Oluyor?”

Tam erkek tarafı hesap kitap yaparken, bir forumdaş sorar:

— “Kardeşim, vergi ne olacak vergi? Biz burada çay parasına çalışıyoruz, gümrük bizi üzmesin.”

Bir diğeri gelir:

— “O kadar uğraşacağıma Türkiye’de ikinci el alırım, hem komşuya hava atarım.”

İşte forumun güzelliği burada: Herkesin farklı bir stratejisi var. Kimisi vergiden kaçmanın yollarını arıyor (yasal yollardan tabii 😏), kimisi “aman abi boş ver, stres yapma” diyor.

---

5. “Kervan Yolda Değil, Gümrükte Düzülür” Sendromu

Gurbetçi dostlarımızın çoğu, planlarını gümrük kapısına gelene kadar yapıyor… sonra gümrükte öğreniyor ki, “Pasaportunuzun süresi bitmiş, aracın muayenesi eksik, bu formu eksik doldurmuşsunuz.”

Bu noktada erkek tarafı “B planına geçiyoruz” derken, kadın tarafı “Ben demiştim!” cümlesini hayatının en tatlı intikamıyla söylüyor.

---

6. Mizahi Senaryo: Araba mı Getirdin, Hikâye mi?

Hayal edin:

Gurbetçi Mehmet abi, eşi Fatma ablayla birlikte Almanya’dan yola çıkıyor. Arabada valizler, 3 kavanoz turşu, 1 çuval patates (çünkü “Türkiye’de çok pahalı olmuş”), bir de kayınvalide…

Sınırda görevli soruyor: “Beyefendi, aracın ruhsatı?”

Mehmet abi ruhsatı bulamıyor. Çünkü ruhsat, evdeki mutfak çekmecesinde… Fatma abla ise yan tarafta, “Ben sana dedim, ruhsatı cebine koy dedim!” diye başlayan 45 dakikalık bir nutuk atıyor.

Sonuç? Mehmet abi arabayı gümrüğe bırakıyor, yanına sadece turşu kavanozunu alabiliyor.

---

7. Forum Çağrısı: Sizce Kim Haklı?

Şimdi forumdaşlar… Sizce araba getirme konusunda kimin bakış açısı daha mantıklı?

- Erkeklerin “stratejik, soğukkanlı” yaklaşımı mı?

- Kadınların “empatik, ilişki odaklı” tavrı mı?

- Yoksa ikisini karıştırıp önce ruhsatı cebine koy, sonra kâr-zarar hesabı yap formülü mü?

---

8. Bonus: Araba Getirme Tavsiyeleri (Ciddiyet Seviyesi %50)

1. Ruhsatı mutfak çekmecesinde bırakmayın.

2. Gümrükte görevliye “Abi” demeyin, “Memur Bey” deyin.

3. Aracın torpidosunda mutlaka sakız bulundurun (çocuklar için değil, stres anında kendiniz için).

4. Turşu kavanozunu emniyet kemeriyle bağlayın.

---

Son Söz

Gurbetçilerin araba getirme hayali, bazen kârlı bir yatırım, bazen de “yolda çıkan hikâyeler”e dönüşebiliyor. İşin en güzel yanı ise, bu maceranın sonunda anlatacak çok şeyinizin olması.

Hadi bakalım, sözü size bırakıyorum: Sizce bu iş çantada keklik mi, yoksa bagajda bavul mu? 😄

---

İstersen ben bu yazının devamına, forumda “yorum” gibi görünen, başka kullanıcıların esprili cevaplarını da ekleyebilirim; böylece konu daha canlı ve gerçekçi görünür.

Bunu yapmamı ister misin?