CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Van’ın İpekyolu ilçesine bağlı Bostaniçi mahallesinde elektrikleri kesik inşaat çalışanı Mustafa Atalay’ın eşi Hazal Atalay’ı meskenlerinde ziyaret etti.
Evin bahçesindeki bayanlarla selamlaşan Kılıçdaroğlu, ziyaretinin akabinde şunları söylemiş oldu:
“Ev sahibinin, medyaya yaptığı açıklama üzerine geldim, kendisi ailenin durumunu görmek üzere beni meskenine davet etmişti. Geldim, eşini ve çocuklarını gördüm. Kendisi şu anda bir inşaatta çalıştığını, Van’ın biraz haricinde inşaatta çalıştığını, gelemediğini tabir etti. Ailenin durumu malum, bu mahallede yaşayanların büyük dertleri var. Muhtar arkadaşımızla da görüştük, o da yardımcı olacak buradaki sıkıntıları kısmen giderebilirse fazlaca memnun olacağım. Vilayet liderimiz da gerekli çalışmayı yapacak, bildirecek.
Tablo, iç açıcı bir tablo değil, gönül ister ki her meskende huzur olsun, anne sıhhat durumu güzel olmayan bir anne, çocuklara âlâ bakamıyor sıhhat durumu niçiniyle, besin sorunu var, elektrik sorunu var, bunların aşılması lazım. 21. Yüzyılın Türkiye’sinde bu biçimde bir tabloyu hiç kimse kabul edemez, etmemeliyiz.
Bu memlekette ‘açlık yok’ diyenler gelip görsünler. Sarayda açlık yok, ben bunu çok uygun biliyorum aslına bakarsanız, sarayda her insanın bir eli yağda bir eli balda. Gel kardeşim sen Türkiye’nin gerçeğiyle karşılaşmak istiyorsan evvel gel, bu beşerlerle otur bakayım, bu konutlara bir gir bakayım, bu beşerlerle bir konuş bakayım, çocukları bir kucağına al bakayım, bu çocukların sıkıntısı ne bir dinle bakayım. Oturuyorsun, hayattan kopmuşsun, gerçeklikten kopmuşsun.
söylemiş olduklerimiz onun için ağır geliyor ve içine sindiremiyor, her türlü hakareti yapıyor, ne yaparsa yapsın Türkiye’nin gerçeği bu. Bu gerçeği bütün dünyanın bilmesini isterim.
Van’da yaşanan bu dram yalnızca Van’a has değil, gidin tıpkı durum İstanbul’da da var, Hakkari, Bitlis’te, Mardin’de, İzmir’de de var, her yerde var bu çeşit dramlar. ötürüsıyla toplumsal devletin kuvvetli olarak ortaya çıkması lazım ve bu dramları sonlandırması lazım. İnşallah bunların tamamı çözülecek, hepsini halledeceğiz.” (ANKA)
Evin bahçesindeki bayanlarla selamlaşan Kılıçdaroğlu, ziyaretinin akabinde şunları söylemiş oldu:
“Ev sahibinin, medyaya yaptığı açıklama üzerine geldim, kendisi ailenin durumunu görmek üzere beni meskenine davet etmişti. Geldim, eşini ve çocuklarını gördüm. Kendisi şu anda bir inşaatta çalıştığını, Van’ın biraz haricinde inşaatta çalıştığını, gelemediğini tabir etti. Ailenin durumu malum, bu mahallede yaşayanların büyük dertleri var. Muhtar arkadaşımızla da görüştük, o da yardımcı olacak buradaki sıkıntıları kısmen giderebilirse fazlaca memnun olacağım. Vilayet liderimiz da gerekli çalışmayı yapacak, bildirecek.
Tablo, iç açıcı bir tablo değil, gönül ister ki her meskende huzur olsun, anne sıhhat durumu güzel olmayan bir anne, çocuklara âlâ bakamıyor sıhhat durumu niçiniyle, besin sorunu var, elektrik sorunu var, bunların aşılması lazım. 21. Yüzyılın Türkiye’sinde bu biçimde bir tabloyu hiç kimse kabul edemez, etmemeliyiz.
Bu memlekette ‘açlık yok’ diyenler gelip görsünler. Sarayda açlık yok, ben bunu çok uygun biliyorum aslına bakarsanız, sarayda her insanın bir eli yağda bir eli balda. Gel kardeşim sen Türkiye’nin gerçeğiyle karşılaşmak istiyorsan evvel gel, bu beşerlerle otur bakayım, bu konutlara bir gir bakayım, bu beşerlerle bir konuş bakayım, çocukları bir kucağına al bakayım, bu çocukların sıkıntısı ne bir dinle bakayım. Oturuyorsun, hayattan kopmuşsun, gerçeklikten kopmuşsun.
söylemiş olduklerimiz onun için ağır geliyor ve içine sindiremiyor, her türlü hakareti yapıyor, ne yaparsa yapsın Türkiye’nin gerçeği bu. Bu gerçeği bütün dünyanın bilmesini isterim.
Van’da yaşanan bu dram yalnızca Van’a has değil, gidin tıpkı durum İstanbul’da da var, Hakkari, Bitlis’te, Mardin’de, İzmir’de de var, her yerde var bu çeşit dramlar. ötürüsıyla toplumsal devletin kuvvetli olarak ortaya çıkması lazım ve bu dramları sonlandırması lazım. İnşallah bunların tamamı çözülecek, hepsini halledeceğiz.” (ANKA)