CHP Hatay Milletvekili Serkan Topal, Hatay’da gazetecilik yapan Ali Arslan ile Meclis’te basın toplantısı düzenledi.
Ali Arslan’ın, 2015’te Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde meydana gelen terör taarruzunda ömrünü kaybeden Okan Pirinç’in anmasını takip ettiği sırada gözaltına alındığını ve 10 ay mahpus cezasına çarptırıldığını anlatan Topal, şöyleki devam etti:
“Bu, dünyanın neresinde var? Bugün bu sansür yasası çıkarsa yalnızca o değil, misyonunu yapan bütün basın mensupları maalesef yazamaz duruma gelecek. O gün o görüşmede elinde kamerasından öteki bir şey olmayan Ali Arslan’a ceza veren yargıçta hiç vicdan yok mu? Birilerinin talimatlarını yerine getirenler er ya da geç hukuk önünde kesinlikle hesabını verecektir.”
Erdem: ‘Cadı Avı’na’ hukuksal yer hazırlamaktadır
İYİ Parti Hukuk ve Adalet Siyasetleri Lideri Bahadır Fazilet de, TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeleri süren yasa teklifine ait yazılı açıklama yaptı.
Erdem, şunları kaydetti:
“Dezenformasyon Yasası olarak isimlendirilen Kanun Teklifinin her bir hususu farklı başka basın hak ve özgürlüklerine karşıtlıklar içeriyor olsa da bilhassa 29. ve 34. unsurlar her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını mahpus tehlikesiyle karşı karşıya bırakmakta, adeta AKP’nin milletimize yönelik uygulamayı planladığı ve orta çağ periyodunu andıran ‘Cadı Avı’na’ tüzel yer hazırlamaktadır.
Söz konusu 29. Unsurda belirtilen ‘Halk içinde tasa, kaygı yahut panik yaratmak saikiyle’ cümlesi son derece muğlak ve katılığının net olarak belirlenebilmesi imkanı olmayan bir söz olup, Türk Ceza Hukuku’nun en temel prensiplerinden olan ‘suçun aleniliği ilkesi’ ile asla bağdaşmamaktadır. ötürüsı ile bu unsur iktidarın rastgele beğenmediği bir açıklama ya da davet için uygulanabilir, keyfi ve siyasi yaptırımların önü açılabilir.
Üstelik hususun devamında yer alan ‘Bilgiyi kamu barışını bozmaya elverişli biçimde alenen yayan kimse’ sözü, iktidarın güzeline gitmeyen rastgele bir açıklamayı kendi hesabında paylaşan kişiyi de bağladığından büyük bir dalga halinde yüz binlerce kişinin kendisini ‘hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis’ istemiyle mahkeme kapısında bulmasına yol açacaktır.
Somutlaştırmak ismine örnek verecek olursak, bu kanun şayet geçtiğimiz yıl yaşanan orman yangınlarında var olsaydı, hem ünlü oyuncu Şahan Gökbakar yangın bölgesindeki paylaşımları sebebiyle birebir vakitte bu paylaşımları retweet yaparak yahut beğenerek iktidara duyurmaya, kamuoyu oluşturmaya çalışan milyonlarca kişi bugün mahpus istemiyle yargılanıyor olacaktı.
ötürüsıyla biliyoruz ki, esasen hiç bir vakit kendine muhalefet edilmesini istemeyen, denetlenmekten korkan AKP iktidarının bu kanun teklifinin altında yatan gerçek plan, her türlü ve her cenahtan muhalif sesi ‘hapis sopası’ ile korkutmak, sindirmek ve baskı altına almaktır.
Yani Genel Liderimiz Sayın Meral Akşener’in, AKP’nin uyguladığı baskı rejimi için daha evvel kullandığı ‘AKP iktidarında her fani infaz kurumunu tadacaktır’ benzetmesinin bir defa daha ne kadar hakikat olduğu ortaya çıkmıştır. Fakat vatandaşlarımız en ufak bir kuşku duymasın ki, AKP yaratmak istediği bu endişe ikliminin altında kalacak ve milletimizi asla sindiremediği üzere birinci seçimde iktidarı son bulacaktır.
“Trafoda ‘kedi’ yerine ‘BTK”
Söz konusu teklifin 34. Unsurunu incelediğimizde ise, AKP’nin ana gayesinin açıkça milletin özgür, bağımsız ve hakikat habere ulaşabildiği toplumsal medyayı baskı ve denetim altına almak olduğu açıktır.
Bu kanun teklifinin yasalaşması ile birlikte internette paylaşım yapanların şahsi ayrıntıları BTK’nın talebi halinde, şayet toplumsal ağ sağlayıcıları yani twitter, instagram, tiktok, youtube vb. şirketler tarafınca paylaşılmaz ise, kelam konusu ağ sağlayıcıları yüzde 90 ’a kadar erişim kısıtlamasına gdolayılebilir yani neredeyse yasaklanabilir.
ötürüsıyla ülkemizin yaşadığı yakın geçmiş deneyimlerinden örnek verecek olursak, seçim gecesi üzere kritik bir günde gerçeklerin kamuoyuna ulaştırılmasını toplumsal medyanın engellenmesi ile sağlanabilir ve bu sayede Anadolu Ajansı’nın tartışmalı dataları tek kaynak haline getirilebilir. Yani özetle bu sefer trafoya ‘kedi’ yerine BTK’nın girmesi hedeflenmektedir!
AKP iktidarının tek adam rejimini daha da güçlendirmek maksadıyla getirdiği bu kanun teklifini asla kabul etmediğimiz üzere kendilerini bir sefer daha uyarıyoruz! Yapmayın! Vatandaşlarımızı baskıyla, sindirmekle tehdit etmeyin. Bu millet kendisini yok sayanları, kararı altına almaya çalışanları, baskıcı rejimleri tarihin tozlu sayfalarına göndermekten çekinmemiş ve bunu geçmişte biroldukca sefer göstermiştir. AKP iktidarı da bu yaklaşımı ile adım adım sonunu hazırlamaktadır. ötürüsıyla son derece eminiz ki, birinci seçimde bu tek adam sistemi milletimizin feraseti ile sona erecektir.
O değişim gününe kadar, vatandaşlarımızın bize verdiği haklar doğrultusunda memleketin huzur, barış ve refahı için ‘kuvvetli Millet, kuvvetli Devlet’ unsuruyla, Genel Liderimiz Sayın Meral Akşener’in liderliğinde hiç durmadan çalışmaya devam edeceğiz.”
28 unsur kabul edildi
TBMM Genel Kurulu’nda sansür yasası teklifinin birinci 28 hususu dün gece kabul edilmiş, 29’uncu hususun görüşmesi sırasında muhalefet milletvekillerinin protestoları niçiniyle genel heyete orta verilmişti.
Türk Ceza Kanunu’nun 217. unsuruna ek yapan ve Meclis’te muhalefetin protestosuna niye olan 29. unsur:
“MADDE 217/A-(1) Yalnızca halk içinde tasa, dehşet yahut panik yaratma saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu nizamı ve genel sıhhati ile ilgili gerçeğe karşıt bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli biçimde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar mahpus cezasıyla cezalandırılır.
(2) Failin, cürmü gerçek kimliğini gizlemek suretiyle yahut bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, üstteki fıkraya bakılırsa verilen ceza yarı oranında artırılır.”
Ali Arslan’ın, 2015’te Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde meydana gelen terör taarruzunda ömrünü kaybeden Okan Pirinç’in anmasını takip ettiği sırada gözaltına alındığını ve 10 ay mahpus cezasına çarptırıldığını anlatan Topal, şöyleki devam etti:
“Bu, dünyanın neresinde var? Bugün bu sansür yasası çıkarsa yalnızca o değil, misyonunu yapan bütün basın mensupları maalesef yazamaz duruma gelecek. O gün o görüşmede elinde kamerasından öteki bir şey olmayan Ali Arslan’a ceza veren yargıçta hiç vicdan yok mu? Birilerinin talimatlarını yerine getirenler er ya da geç hukuk önünde kesinlikle hesabını verecektir.”
Erdem: ‘Cadı Avı’na’ hukuksal yer hazırlamaktadır
İYİ Parti Hukuk ve Adalet Siyasetleri Lideri Bahadır Fazilet de, TBMM Genel Kurulu’nda görüşmeleri süren yasa teklifine ait yazılı açıklama yaptı.
Erdem, şunları kaydetti:
“Dezenformasyon Yasası olarak isimlendirilen Kanun Teklifinin her bir hususu farklı başka basın hak ve özgürlüklerine karşıtlıklar içeriyor olsa da bilhassa 29. ve 34. unsurlar her bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşını mahpus tehlikesiyle karşı karşıya bırakmakta, adeta AKP’nin milletimize yönelik uygulamayı planladığı ve orta çağ periyodunu andıran ‘Cadı Avı’na’ tüzel yer hazırlamaktadır.
Söz konusu 29. Unsurda belirtilen ‘Halk içinde tasa, kaygı yahut panik yaratmak saikiyle’ cümlesi son derece muğlak ve katılığının net olarak belirlenebilmesi imkanı olmayan bir söz olup, Türk Ceza Hukuku’nun en temel prensiplerinden olan ‘suçun aleniliği ilkesi’ ile asla bağdaşmamaktadır. ötürüsı ile bu unsur iktidarın rastgele beğenmediği bir açıklama ya da davet için uygulanabilir, keyfi ve siyasi yaptırımların önü açılabilir.
Üstelik hususun devamında yer alan ‘Bilgiyi kamu barışını bozmaya elverişli biçimde alenen yayan kimse’ sözü, iktidarın güzeline gitmeyen rastgele bir açıklamayı kendi hesabında paylaşan kişiyi de bağladığından büyük bir dalga halinde yüz binlerce kişinin kendisini ‘hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis’ istemiyle mahkeme kapısında bulmasına yol açacaktır.
Somutlaştırmak ismine örnek verecek olursak, bu kanun şayet geçtiğimiz yıl yaşanan orman yangınlarında var olsaydı, hem ünlü oyuncu Şahan Gökbakar yangın bölgesindeki paylaşımları sebebiyle birebir vakitte bu paylaşımları retweet yaparak yahut beğenerek iktidara duyurmaya, kamuoyu oluşturmaya çalışan milyonlarca kişi bugün mahpus istemiyle yargılanıyor olacaktı.
ötürüsıyla biliyoruz ki, esasen hiç bir vakit kendine muhalefet edilmesini istemeyen, denetlenmekten korkan AKP iktidarının bu kanun teklifinin altında yatan gerçek plan, her türlü ve her cenahtan muhalif sesi ‘hapis sopası’ ile korkutmak, sindirmek ve baskı altına almaktır.
Yani Genel Liderimiz Sayın Meral Akşener’in, AKP’nin uyguladığı baskı rejimi için daha evvel kullandığı ‘AKP iktidarında her fani infaz kurumunu tadacaktır’ benzetmesinin bir defa daha ne kadar hakikat olduğu ortaya çıkmıştır. Fakat vatandaşlarımız en ufak bir kuşku duymasın ki, AKP yaratmak istediği bu endişe ikliminin altında kalacak ve milletimizi asla sindiremediği üzere birinci seçimde iktidarı son bulacaktır.
“Trafoda ‘kedi’ yerine ‘BTK”
Söz konusu teklifin 34. Unsurunu incelediğimizde ise, AKP’nin ana gayesinin açıkça milletin özgür, bağımsız ve hakikat habere ulaşabildiği toplumsal medyayı baskı ve denetim altına almak olduğu açıktır.
Bu kanun teklifinin yasalaşması ile birlikte internette paylaşım yapanların şahsi ayrıntıları BTK’nın talebi halinde, şayet toplumsal ağ sağlayıcıları yani twitter, instagram, tiktok, youtube vb. şirketler tarafınca paylaşılmaz ise, kelam konusu ağ sağlayıcıları yüzde 90 ’a kadar erişim kısıtlamasına gdolayılebilir yani neredeyse yasaklanabilir.
ötürüsıyla ülkemizin yaşadığı yakın geçmiş deneyimlerinden örnek verecek olursak, seçim gecesi üzere kritik bir günde gerçeklerin kamuoyuna ulaştırılmasını toplumsal medyanın engellenmesi ile sağlanabilir ve bu sayede Anadolu Ajansı’nın tartışmalı dataları tek kaynak haline getirilebilir. Yani özetle bu sefer trafoya ‘kedi’ yerine BTK’nın girmesi hedeflenmektedir!
AKP iktidarının tek adam rejimini daha da güçlendirmek maksadıyla getirdiği bu kanun teklifini asla kabul etmediğimiz üzere kendilerini bir sefer daha uyarıyoruz! Yapmayın! Vatandaşlarımızı baskıyla, sindirmekle tehdit etmeyin. Bu millet kendisini yok sayanları, kararı altına almaya çalışanları, baskıcı rejimleri tarihin tozlu sayfalarına göndermekten çekinmemiş ve bunu geçmişte biroldukca sefer göstermiştir. AKP iktidarı da bu yaklaşımı ile adım adım sonunu hazırlamaktadır. ötürüsıyla son derece eminiz ki, birinci seçimde bu tek adam sistemi milletimizin feraseti ile sona erecektir.
O değişim gününe kadar, vatandaşlarımızın bize verdiği haklar doğrultusunda memleketin huzur, barış ve refahı için ‘kuvvetli Millet, kuvvetli Devlet’ unsuruyla, Genel Liderimiz Sayın Meral Akşener’in liderliğinde hiç durmadan çalışmaya devam edeceğiz.”
28 unsur kabul edildi
TBMM Genel Kurulu’nda sansür yasası teklifinin birinci 28 hususu dün gece kabul edilmiş, 29’uncu hususun görüşmesi sırasında muhalefet milletvekillerinin protestoları niçiniyle genel heyete orta verilmişti.
Türk Ceza Kanunu’nun 217. unsuruna ek yapan ve Meclis’te muhalefetin protestosuna niye olan 29. unsur:
“MADDE 217/A-(1) Yalnızca halk içinde tasa, dehşet yahut panik yaratma saikiyle ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu nizamı ve genel sıhhati ile ilgili gerçeğe karşıt bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli biçimde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar mahpus cezasıyla cezalandırılır.
(2) Failin, cürmü gerçek kimliğini gizlemek suretiyle yahut bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, üstteki fıkraya bakılırsa verilen ceza yarı oranında artırılır.”