Emir
New member
Plazma Kesimde Hangi Gaz Kullanılır? – Bir Atölye Sohbetinden Hikâye
Bir akşamüstü, sanayi sitesindeki küçük atölyemizde çaylar tazelenmiş, günün yorgunluğu yerini dostane muhabbete bırakmıştı. Ustalar işten yavaş yavaş elini eteğini çekmiş, makinelerin uğultusu azalmış, sadece çay kaşıklarının ince ince bardaklara vurma sesi kalmıştı. Tam o sırada Murat abi, elinde bir parça metal ve yüzünde düşünceli bir ifade ile içeri girdi.
— “Ustalar, şu plazma kesim işinde hangi gazı kullansak daha iyi olur, sizce?” diye sordu.
O an atölyedeki sessizlik bozuldu. Herkesin farklı bir fikri vardı ama herkesin yaklaşımı da kendi karakterine göredir ya… işte orada ilginç bir diyalog başladı.
---
Erkeklerin Çözüm Odaklı Stratejisi
İlk sözü Ahmet usta aldı. Ahmet usta tipik bir stratejistti; kafasında teknik veriler, performans grafikleri, maliyet tabloları uçuşur.
— “Bak Murat, işin matematiği basit. En çok kullanılan gaz hava. Çünkü ucuz, kolay bulunur ve 25 mm’ye kadar çelik kesiminde iş görür. Basınçlı hava hem iletkenliği sağlıyor hem de maliyeti düşük tutuyor.”
Ahmet usta anlatırken hemen ardına teknik ekledi:
— “Ama bak, eğer paslanmaz çelik keseceksen, o zaman argon-hidrojen karışımını düşün. Hem temiz kesim yapar hem de malzemeyi fazla ısıtmaz. 35 mm’ye kadar çok iyi sonuç verir.”
Söyledikleri öyle net ve veriye dayalıydı ki, dinleyen herkes kafasında bir tablo çizdi. Ama Ahmet ustanın dünyasında işin insani tarafı yoktu; onun için önemli olan, en verimli, en hesaplı ve en uzun ömürlü çözümü bulmaktı.
---
Kadınların Empatik ve İlişkisel Dokunuşu
Atölyeye o sırada Sevda hanım uğradı. Aslında o, plazma kesim işini doğrudan yapmazdı; ama müşterilerle, tedarikçilerle, ustalarla ilişkileri yönetmekte üstüne yoktu. Konuya hemen dâhil oldu:
— “Ahmet’in dedikleri doğru ama Murat, senin bu işi hangi amaçla yapacağını da düşünmek lazım. Mesela işin hızlı teslimat gerektiriyor mu? Müşteri kenar kalitesine çok mu takılıyor? Eğer öyleyse azot kullanmak iyi olur. Paslanmaz çeliğin rengini değiştirmez, kesim sonrası zımparaya gerek kalmaz.”
Sevda hanım, teknikten çok, işin duygusal ve iletişim tarafına odaklanıyordu:
— “Senin müşterin o parçayı eline aldığında, ‘vay be, tertemiz kesmişler’ diyecek mi? İşte gaz seçimini buna göre de düşünmelisin.”
Onun yaklaşımı, bir yandan müşteri memnuniyetini hesaba katıyor, bir yandan da Murat’ın kendi itibarını koruyacak seçim yapmasını sağlıyordu.
---
Fikirlerin Çarpışması
Ahmet usta ile Sevda hanım arasında tatlı bir tartışma başladı. Ahmet usta, “Teknik olarak hava en mantıklı, maliyet düşük” derken; Sevda hanım, “Maliyet düşük olsa da kötü izlenim bırakan bir iş seni uzun vadede daha pahalıya mal eder” diyordu.
İkisi de haklıydı. Ahmet usta sonuç odaklıydı, Sevda hanım süreç odaklı. Murat ise ortada kaldı. Bir yandan maliyetleri düşünüyordu, diğer yandan müşterisine mahcup olmamak istiyordu.
---
Usta Çözüm: Deneyim Konuşuyor
O sırada arka tarafta sessizce çayını yudumlayan yaşlı Hüseyin usta konuştu:
— “Bak evlat, gaz seçimi öyle tek cevabı olan bir şey değil. Malzemen ne, kesim kalınlığın ne, işin temposu nasıl… Bunlara bakarsın. Hava ucuzdur, çoğu işte işini görür. Azot, paslanmazda renk korur. Argon-hidrojen kalın paslanmaz ve alüminyumda kraldır. Oksijen ise karbon çelikte çok hızlıdır ama pahalıdır.”
Bir an durdu, gözlerini Murat’ın gözlerine dikti:
— “Asıl mesele şu: İşini nasıl anılmak istiyorsun? ‘Murat iyi keser ama pahalı’ mı desinler, yoksa ‘Murat hem uygun hem tertemiz keser’ mi? Gazı ona göre seçersin.”
Hüseyin ustanın bu sözleri, atölyedeki herkesin kafasına dank etti. Çünkü mesele sadece gaz değildi; mesele işin felsefesiydi.
---
Hikâyenin Özeti ve Mesajı
O gece anladık ki, plazma kesimde hangi gazın kullanılacağı teknik kadar insani bir meseledir. Hava, azot, oksijen, argon-hidrojen… Hepsinin avantajı, dezavantajı vardır. Ama seçim, sadece tablolarla değil, müşterinin beklentisi, işin temposu, ustanın itibarı ve uzun vadeli hedefleriyle birlikte yapılmalıdır.
Erkeklerin stratejik, sayısal ve çözüm odaklı bakışı, kadınların empatik, ilişkisel ve imaj odaklı yaklaşımı bir araya geldiğinde en doğru karar çıkar. Tıpkı iyi bir kesimde hem hızın hem temizliğin birlikte olması gibi…
---
Forumdaşlara Soru
Siz hangi gazı tercih ediyorsunuz? Hava mı, azot mu, oksijen mi, yoksa argon-hidrojen mi? Tercihinizi sadece teknik sebeplerle mi yapıyorsunuz, yoksa müşteri memnuniyeti ve marka itibarı da sizin için önemli mi?
Belki sizin de ustalarınızdan duyduğunuz altın gibi tavsiyeler vardır. Paylaşın ki, bizim atölyede başlayan bu sohbet, forumda da sürsün. Çünkü biliyorum ki, her gazın kendine has bir hikâyesi var.
Bir akşamüstü, sanayi sitesindeki küçük atölyemizde çaylar tazelenmiş, günün yorgunluğu yerini dostane muhabbete bırakmıştı. Ustalar işten yavaş yavaş elini eteğini çekmiş, makinelerin uğultusu azalmış, sadece çay kaşıklarının ince ince bardaklara vurma sesi kalmıştı. Tam o sırada Murat abi, elinde bir parça metal ve yüzünde düşünceli bir ifade ile içeri girdi.
— “Ustalar, şu plazma kesim işinde hangi gazı kullansak daha iyi olur, sizce?” diye sordu.
O an atölyedeki sessizlik bozuldu. Herkesin farklı bir fikri vardı ama herkesin yaklaşımı da kendi karakterine göredir ya… işte orada ilginç bir diyalog başladı.
---
Erkeklerin Çözüm Odaklı Stratejisi
İlk sözü Ahmet usta aldı. Ahmet usta tipik bir stratejistti; kafasında teknik veriler, performans grafikleri, maliyet tabloları uçuşur.
— “Bak Murat, işin matematiği basit. En çok kullanılan gaz hava. Çünkü ucuz, kolay bulunur ve 25 mm’ye kadar çelik kesiminde iş görür. Basınçlı hava hem iletkenliği sağlıyor hem de maliyeti düşük tutuyor.”
Ahmet usta anlatırken hemen ardına teknik ekledi:
— “Ama bak, eğer paslanmaz çelik keseceksen, o zaman argon-hidrojen karışımını düşün. Hem temiz kesim yapar hem de malzemeyi fazla ısıtmaz. 35 mm’ye kadar çok iyi sonuç verir.”
Söyledikleri öyle net ve veriye dayalıydı ki, dinleyen herkes kafasında bir tablo çizdi. Ama Ahmet ustanın dünyasında işin insani tarafı yoktu; onun için önemli olan, en verimli, en hesaplı ve en uzun ömürlü çözümü bulmaktı.
---
Kadınların Empatik ve İlişkisel Dokunuşu
Atölyeye o sırada Sevda hanım uğradı. Aslında o, plazma kesim işini doğrudan yapmazdı; ama müşterilerle, tedarikçilerle, ustalarla ilişkileri yönetmekte üstüne yoktu. Konuya hemen dâhil oldu:
— “Ahmet’in dedikleri doğru ama Murat, senin bu işi hangi amaçla yapacağını da düşünmek lazım. Mesela işin hızlı teslimat gerektiriyor mu? Müşteri kenar kalitesine çok mu takılıyor? Eğer öyleyse azot kullanmak iyi olur. Paslanmaz çeliğin rengini değiştirmez, kesim sonrası zımparaya gerek kalmaz.”
Sevda hanım, teknikten çok, işin duygusal ve iletişim tarafına odaklanıyordu:
— “Senin müşterin o parçayı eline aldığında, ‘vay be, tertemiz kesmişler’ diyecek mi? İşte gaz seçimini buna göre de düşünmelisin.”
Onun yaklaşımı, bir yandan müşteri memnuniyetini hesaba katıyor, bir yandan da Murat’ın kendi itibarını koruyacak seçim yapmasını sağlıyordu.
---
Fikirlerin Çarpışması
Ahmet usta ile Sevda hanım arasında tatlı bir tartışma başladı. Ahmet usta, “Teknik olarak hava en mantıklı, maliyet düşük” derken; Sevda hanım, “Maliyet düşük olsa da kötü izlenim bırakan bir iş seni uzun vadede daha pahalıya mal eder” diyordu.
İkisi de haklıydı. Ahmet usta sonuç odaklıydı, Sevda hanım süreç odaklı. Murat ise ortada kaldı. Bir yandan maliyetleri düşünüyordu, diğer yandan müşterisine mahcup olmamak istiyordu.
---
Usta Çözüm: Deneyim Konuşuyor
O sırada arka tarafta sessizce çayını yudumlayan yaşlı Hüseyin usta konuştu:
— “Bak evlat, gaz seçimi öyle tek cevabı olan bir şey değil. Malzemen ne, kesim kalınlığın ne, işin temposu nasıl… Bunlara bakarsın. Hava ucuzdur, çoğu işte işini görür. Azot, paslanmazda renk korur. Argon-hidrojen kalın paslanmaz ve alüminyumda kraldır. Oksijen ise karbon çelikte çok hızlıdır ama pahalıdır.”
Bir an durdu, gözlerini Murat’ın gözlerine dikti:
— “Asıl mesele şu: İşini nasıl anılmak istiyorsun? ‘Murat iyi keser ama pahalı’ mı desinler, yoksa ‘Murat hem uygun hem tertemiz keser’ mi? Gazı ona göre seçersin.”
Hüseyin ustanın bu sözleri, atölyedeki herkesin kafasına dank etti. Çünkü mesele sadece gaz değildi; mesele işin felsefesiydi.
---
Hikâyenin Özeti ve Mesajı
O gece anladık ki, plazma kesimde hangi gazın kullanılacağı teknik kadar insani bir meseledir. Hava, azot, oksijen, argon-hidrojen… Hepsinin avantajı, dezavantajı vardır. Ama seçim, sadece tablolarla değil, müşterinin beklentisi, işin temposu, ustanın itibarı ve uzun vadeli hedefleriyle birlikte yapılmalıdır.
Erkeklerin stratejik, sayısal ve çözüm odaklı bakışı, kadınların empatik, ilişkisel ve imaj odaklı yaklaşımı bir araya geldiğinde en doğru karar çıkar. Tıpkı iyi bir kesimde hem hızın hem temizliğin birlikte olması gibi…
---
Forumdaşlara Soru
Siz hangi gazı tercih ediyorsunuz? Hava mı, azot mu, oksijen mi, yoksa argon-hidrojen mi? Tercihinizi sadece teknik sebeplerle mi yapıyorsunuz, yoksa müşteri memnuniyeti ve marka itibarı da sizin için önemli mi?
Belki sizin de ustalarınızdan duyduğunuz altın gibi tavsiyeler vardır. Paylaşın ki, bizim atölyede başlayan bu sohbet, forumda da sürsün. Çünkü biliyorum ki, her gazın kendine has bir hikâyesi var.