Tüttü ne demek ?

Emir

New member
**Tüttü Ne Demek?**

Bir sabah, eski dostumla yıllar sonra buluştuğumda, beni gülerken görünce şaşkınlıkla "Tüttü!" dedi. O an, hepimizin hayatında arada kaybolmuş bir kelimenin, sadece sesinin bile nasıl nostaljik bir yankı uyandırabileceğini fark ettim. "Tüttü" kelimesi belki de bazılarımız için sıradan bir anlık sesin ötesinde, bir anlam taşıyor, bir duyguyu ifade ediyor. Peki, "tüttü" tam olarak ne demekti? Kelimenin içindeki anlamı, yaşanmışlıkları, ilişkileri, toplumları ve her şeyden önce insanları nasıl etkileyebileceğini hiç düşündünüz mü?

Hikâyemiz de burada başlıyor: Bir kelimenin insan ruhundaki derin izlerini, erkeklerin çözüm odaklı bakış açılarıyla, kadınların empatik ve ilişkisel yaklaşımlarıyla, farklı perspektiflerde buluşturmak üzere…

## **Bir Sabahın Hikâyesi: Tüttü’nün Sesi**

Süleyman, yaşadığı kasabada sevilen, her zaman çözüm arayan, kafası hep işlerle dolu bir adamdı. Kasabanın yaramaz çocuğuydu, ama iş çözmeye gelince hep bir adım öndeydi. Bir sabah, kasaba meydanına vardığında, Tülay’ı gördü. Tülay, kasabanın sevilen öğretmeni, yıllardır kasabada yaşayan, herkesin dertleriyle dertlenen, gözlerinde insanları anlayan bir kadındı. Süleyman hemen onun yanına gitti.

"Tülay, seni görmek ne güzel," dedi Süleyman, kısık bir sesle. Ama Tülay yüzünde derin bir hüzünle ona bakıyordu. Birkaç saniye sessizlik oldu. Ardından, Süleyman gözlerini Tülay’ın gözlerinden ayırmadan, "Bir şey mi oldu? Bir sorun mu var?" diye sordu.

Tülay derin bir nefes aldı ve “Bir şey olmadı aslında, sadece… sadece bir şeyin yokluğuna üzüldüm,” dedi. Süleyman bir an durakladı, sorusunun cevabını anlamaya çalıştı. Hemen çözüm arayarak, “Ne yok? Kasaba mı, okulumuz mu, yoksa işler mi?” diye sordu. Tülay’ın sessizliği, bir cevap gibiydi. O an, "tüttü" sesi de arka planda duyuluyordu.

Süleyman, "Tüttü mü?" dedi, kafası karışmıştı. “O ne demek, Tülay?” Tülay biraz daha derin bir nefes aldı ve gülümsedi.

"Sen her zaman çözüm ararsın, Süleyman," dedi. “Ama bazen sadece dinlemek, bir şeyin yokluğunu hissedebilmek gerekir. ‘Tüttü’, o kaybolmuş anı, bir eksikliğin yankısını anlatan bir kelimedir. Herkesin kendi dünyasında farklı bir anlamı vardır."

Süleyman biraz düşündü, "Bir şey kaybolmuş, ama sen de bu kasabanın eksik bir parçası değilsin. Neden bu kadar içine kapanıyorsun?"

Tülay, derin bir iç çekti. Kadınlar bazen duygularını çok daha derinlemesine hissederlerdi. "Bazen bir şeyin kaybolduğunu anlamadan, onu ne kadar özlediğini fark edemezsin, Süleyman. ‘Tüttü’ dediğimde, kaybolan bir şeyin sessizliğini hissediyorum. Hepiniz çözüm arıyorsunuz, ama o kaybolan şeyin kaybolduğunu hissetmek bile bazen yeterli."

Tülay, kasabanın sesi olan bir kadındı; herkesin içindeki eksikliği ve yokluğu en iyi o anlayabilirdi. Kadınların çoğu, toplumsal bağlar içinde bu kaybolan parçayı hissedebiliyordu. Erkeklerinse bu boşluğu tam olarak algılamaları daha zordu çünkü çoğu zaman çözüm odaklı, analitik bir yaklaşımla ilerliyorlardı. Ama Tülay, bir kadın olarak bu eksikliğin farkına varıyordu. “Tüttü” kelimesinin anlamı, kaybolmuş anların, yok sayılan duyguların bir yankısıydı.

## **Erkek ve Kadın Perspektifi: Çözüm Mü, Empati Mi?**

Süleyman, Tülay’ın söylediklerini düşündü. Aslında, kadınların bu empatik bakış açısı, her zaman çözüm odaklı bir yaklaşımdan çok daha farklı bir boyuttadır. Kadınlar, toplumsal cinsiyet rollerinden dolayı, genellikle diğer insanların duygusal hallerine daha fazla odaklanırlar. Onların bakış açısı, “Tüttü” gibi sessiz ve derin bir anlam taşıyan kelimeleri daha kolay hissedebilir. Empati kurmak, kaybolan parçaları aramak ve duyguların yankısını duyabilmek, kadınların dünyasında daha çok yer alır.

Erkeklerse, genellikle bu kaybolan parçaları bulmak yerine, problemin çözümüne odaklanırlar. Süleyman’ın ilk verdiği tepki de çözüm odaklıydı. “Neyin eksik olduğunu bulalım ve halledelim,” diyordu. Erkeklerin bu yaklaşımı, onları çözüm üretmeye yönlendiren güçlü bir içgüdüdür. Ancak, bazen bu çözümler, kaybolan anlamları ya da eksiklikleri anlayabilme becerisini göz ardı edebilir.

## **Tüttü'nün Derin Anlamı: Toplumun Sessiz Yankıları**

"Tüttü," işte burada, tüm bu duygu ve bakış açılarını birleştiren, belki de herkesin içindeki boşluğu temsil eden bir kelimedir. Bir eksiklik, bir kayıp, bir yokluk duygusunun sessiz yankısıdır. Herkes kendi dünyasında bu kaybolan şeyi hissediyor, ancak bu kaybolan şeyin ne olduğunu bulmak, zaman zaman çok zor olabilir.

Hikayenin sonunda, Süleyman bir kez daha Tülay’a baktı. O an, kasabadan değil, kendi içinden gelen bir yankıyı dinliyordu. "Belki de kaybolan şey sadece sessizlikti," dedi. "Belki de sadece 'tüttü' dediğimizde, kaybolan bir anı hissediyoruz."

Şimdi, sizlere soruyorum: Kaybolan şeyin "tüttü" ile ifade edilen anlamı nedir? Erkeklerin çözüm odaklı yaklaşımlarıyla, kadınların empatik bakış açıları arasında sizce ne gibi farklar var? Bu hikâyenin içinde kendinizi nerede buluyorsunuz? Forumda bu kelimenin sizdeki yankısını paylaşmanızı çok isterim.