İkizler burçları istikrarsız oldukları için Akrepler ise güvenilmez bulundukları için sevilmiyor. Oğlak burçları duygusuz ya da Yengeç burçları alıngan, diye nitelendiriliyor. Son vakit içinderda astrolojiye ilginin artması ile bir arada insanların burçlarına göre etiketlendiğine şahit oluyoruz. Pekala nitekim burçlarına bakılırsa insanların ötekileştirildiği gerçek mu?
Günümüzde astroloji giderek daha tanınan hale geliyor.
Bilim insanları bu mevzuya çabucak hemen bir açıklık getirebilmiş değil. Lakin araştırmalar insanların gerilim altındayken astrolojiyi ve başka bilimsel olarak sorgulanabilir inançları benimseme mümkünlüğünün daha yüksek olduğunu gösterdiğini söylüyor.
Uzmanlar astrolojinin artan popülaritesini açıklayabilecek mevcut “stres faktörlerinin” -iklim değişikliği ve global acil sıhhat durumları gibi- içerdiğini öne sürüyorlar.
Pandemi ile başlayan meskene kapanma sürecinin insanları yalnızlaştırdığı düşünülüyor. Artık hiç birimizin hayatı eskisi üzere değil. Ülkemizde doğal afetlerden ve iktisattan kaynaklı yaşanan düşünceler da gayreti… Tüm bunlar beşerler üzerinde bir şeylerle eğlenme ya da oyalanma isteği oluşturuyor. Tahminen bu durum astrolojinin ivme kazanmasını açıklayabilir.
Öte yandan öteki araştırma astrolojiye inanan insanların, inanmayanlara bakılırsa daha narsist ve daha az zeki olma eğiliminde olduğunu gösteriyor.
www.psychnewsdaily.com
Araştırmacılar, bu münasebetin hem astrolojinin tıpkı vakitte narsisizmin merkezinde yer alan “kendine odaklı bakış açısı’ niçiniyle olabileceğini öne sürüyorlar.
Araştırmacılara nazaran astroloji ve narsisizm içindeki ilişki muhtemelen onları birleştiren benmerkezci dünya görüşünden kaynaklanıyor.
Astroloji, alanında uzman bireylerin denetiminden çıkıp beşerler içinde yayılmaya başladıkça durumun iki farklı yüzü olduğunu da görüyoruz. Bu işi şuurlu olarak yapan astrolojinin ‘kitleleri birleştiren ve bireyin mental sıhhatine güzel gelen’ bir ilim olduğunu argüman ederken, öbür bir kesim nefret söylemi ile burçları ötekileştirebiliyor.
“İkizler burçları istikrarsızdır, uzak durmalısınız. Akrep burçları aldatır, güvenmeyin.”
Özellikle toplumsal medya üzerinden burçlar hakkında ötekileştiren telaffuzların hayatımıza ne kadar tesir edebileceğini daha evvel düşünmemiş olabilirsiniz. Fakat bu yaygın nefret aşılayan telaffuzlar yavaş yavaş bir inanışa dönüşmüş durumda.
Öyle ki bu durum özel hayatlarımızın ötesine taşınmış hale gelmiş bile olabilir.
Atılan tweetlerin kurgu olduğuna dair argümanlar olsa da beşerler içinde kin ve nefreti pompaladığına dair inançlar da var.
Aramızda birinci buluşmada ön yargı oluşturacağını düşündüğü için burcunu söylemek istemeyenler olabilir.
Her burç hakkında olumsuz yargılar içeren telaffuzlar yer alıyor.
Aslında durum tam da bundan ibaret lakin burçlara bakış açısı konusunda kesin ve net yargılar oluşmasına mahzur olmuyor.
Siz burcunuzun ötekileştirildiğini düşünüyor musunuz? Yorumlarda buluşalım…
Günümüzde astroloji giderek daha tanınan hale geliyor.
Bilim insanları bu mevzuya çabucak hemen bir açıklık getirebilmiş değil. Lakin araştırmalar insanların gerilim altındayken astrolojiyi ve başka bilimsel olarak sorgulanabilir inançları benimseme mümkünlüğünün daha yüksek olduğunu gösterdiğini söylüyor.
Uzmanlar astrolojinin artan popülaritesini açıklayabilecek mevcut “stres faktörlerinin” -iklim değişikliği ve global acil sıhhat durumları gibi- içerdiğini öne sürüyorlar.
Pandemi ile başlayan meskene kapanma sürecinin insanları yalnızlaştırdığı düşünülüyor. Artık hiç birimizin hayatı eskisi üzere değil. Ülkemizde doğal afetlerden ve iktisattan kaynaklı yaşanan düşünceler da gayreti… Tüm bunlar beşerler üzerinde bir şeylerle eğlenme ya da oyalanma isteği oluşturuyor. Tahminen bu durum astrolojinin ivme kazanmasını açıklayabilir.
Öte yandan öteki araştırma astrolojiye inanan insanların, inanmayanlara bakılırsa daha narsist ve daha az zeki olma eğiliminde olduğunu gösteriyor.
www.psychnewsdaily.com
Araştırmacılar, bu münasebetin hem astrolojinin tıpkı vakitte narsisizmin merkezinde yer alan “kendine odaklı bakış açısı’ niçiniyle olabileceğini öne sürüyorlar.
Araştırmacılara nazaran astroloji ve narsisizm içindeki ilişki muhtemelen onları birleştiren benmerkezci dünya görüşünden kaynaklanıyor.
Astroloji, alanında uzman bireylerin denetiminden çıkıp beşerler içinde yayılmaya başladıkça durumun iki farklı yüzü olduğunu da görüyoruz. Bu işi şuurlu olarak yapan astrolojinin ‘kitleleri birleştiren ve bireyin mental sıhhatine güzel gelen’ bir ilim olduğunu argüman ederken, öbür bir kesim nefret söylemi ile burçları ötekileştirebiliyor.
“İkizler burçları istikrarsızdır, uzak durmalısınız. Akrep burçları aldatır, güvenmeyin.”
Özellikle toplumsal medya üzerinden burçlar hakkında ötekileştiren telaffuzların hayatımıza ne kadar tesir edebileceğini daha evvel düşünmemiş olabilirsiniz. Fakat bu yaygın nefret aşılayan telaffuzlar yavaş yavaş bir inanışa dönüşmüş durumda.
Öyle ki bu durum özel hayatlarımızın ötesine taşınmış hale gelmiş bile olabilir.
Atılan tweetlerin kurgu olduğuna dair argümanlar olsa da beşerler içinde kin ve nefreti pompaladığına dair inançlar da var.
Aramızda birinci buluşmada ön yargı oluşturacağını düşündüğü için burcunu söylemek istemeyenler olabilir.
Her burç hakkında olumsuz yargılar içeren telaffuzlar yer alıyor.
Aslında durum tam da bundan ibaret lakin burçlara bakış açısı konusunda kesin ve net yargılar oluşmasına mahzur olmuyor.
Siz burcunuzun ötekileştirildiğini düşünüyor musunuz? Yorumlarda buluşalım…