Kimler bilirkişilik yapabilir ?

Emir

New member
Kimler Bilirkişilik Yapabilir? Zihnimizdeki Kapıları Aralayan Bir Tartışma

Arkadaşlar, sizlere şunu samimi bir şekilde söylemek istiyorum: “Bilirkişilik” dendiğinde aklımda sadece mahkemelerdeki, dosyaların tozlu sayfalarına gömülmüş uzmanlar gelmiyor. Aksine, bu kavramın kökenlerine ve geleceğine baktıkça, hepimizin hayatına dokunan, toplumun adalet duygusunu şekillendiren bir alan olduğunu fark ediyorum. Bu yüzden burada, kendi bakış açılarımızı birbirimizle paylaşarak bu konuyu tartışmak bence hem aydınlatıcı hem de düşündürücü olacak.

---

Bilirkişiliğin Tarihsel Kökenleri

Bilirkişilik, aslında insanlık tarihinin en eski alışkanlıklarından birinin kurumsallaşmış halidir: bilgeliğe başvurma. Eski kabilelerde, anlaşmazlık çıktığında yaşlılar veya tecrübe sahibi kişiler devreye girerdi. Ortaçağ’da zanaatkâr loncalarında bir işin “ehli” kişilerce değerlendirilmesi, bugünkü bilirkişiliğin temelini atmıştı. Modern hukuk sistemleri geliştikçe, tarafsız uzman görüşüne olan ihtiyaç da kurumsal hale geldi.

Yani bilirkişilik sadece “bir dava dosyasına imza atan uzman” değildir; toplumsal hafızanın, bilgi ve deneyimin adalet terazisine katkısıdır.

---

Günümüzde Bilirkişilik: Kimler Yapabilir?

Bugün, Türkiye’de bilirkişilik yapabilmek için belirli koşullar var:

- Öncelikle, alanında uzmanlık ve mesleki deneyim gerekiyor.

- Eğitim, sertifikasyon ve Bilirkişilik Daire Başkanlığı kayıtları şart.

- Tarafsızlık ve bağımsızlık ilkesine sıkı sıkıya bağlı olmak gerekiyor.

Ama mesele sadece yasal çerçeveyle sınırlı değil. Gerçek anlamda bilirkişilik yapabilmek için kişinin ahlaki duruşu, topluma bakışı ve adalet duygusu da en az bilgi birikimi kadar önemli.

---

Kadın ve Erkek Perspektifleri: İki Kanadın Dengesi

Burada işin en güzel kısmına geliyoruz. Erkeklerin stratejik düşünme, çözüm odaklı yaklaşım ve teknik analiz konularında güçlü yönleri var. Bu, bilirkişilikte somut delillerin ve mantıksal çıkarımların değerlendirilmesi açısından önemli.

Kadınların ise empati kurma, toplumsal bağları gözetme ve adaletin sadece “doğru hesaplamalar” değil, aynı zamanda “insan onuru” olduğunu hatırlatma noktasında güçlü olduklarını görüyoruz.

Bilirkişiliğin ideal hali, bu iki bakış açısının harmanlanmasıyla ortaya çıkar. Bir nevi kuşun iki kanadı gibi: Biri olmadan uçamaz.

---

Beklenmedik Alanlarla Bağlantılar

Belki şaşıracaksınız ama bilirkişiliği sadece hukukla sınırlı görmek çok dar bir yaklaşım olur. Düşünün:

- Spor dünyasında hakemlerin yanında, oyunun kurallarını “teknik bilirkişiler” yorumluyor.

- Sanatta, eserlerin sahte mi gerçek mi olduğunu belirleyen sanat tarihçileri aslında bilirkişinin bir başka versiyonu.

- Teknolojide, yapay zekâ algoritmalarının etik sınırlarını tartışan bilim insanları da modern çağın bilirkişileri değil mi?

Hatta daha da ileri gidelim: Toplumsal tartışmalarda, bir forumda farklı bakış açılarıyla bilgi ve deneyim paylaşan bizler bile, küçük ölçekli “bilirkiler” rolü üstleniyoruz.

---

Bilirkişiliğin Geleceği: Dijital Dünyada Yeni Ufuklar

Yapay zekâ ve büyük veri çağında, bilirkişiliğin rolü daha da ilginçleşiyor. Bir gün, mahkemelerde “insan bilirkişi” ile “yapay zekâ bilirkişi” yan yana rapor verebilir mi? Evet, bu ihtimal çok uzak değil. Ancak bu durumda insan sezgisi, vicdanı ve empati yeteneği, makinelerin sağlayamayacağı bir derinlik sunacak.

Gelecekte bilirkişilik, sadece teknik bilgi değil, toplumsal vicdanın da bir temsilcisi haline gelebilir. Özellikle kadınların empati gücü ve erkeklerin stratejik yaklaşımı birleştiğinde, teknolojiyle desteklenen yepyeni bir bilirkişilik modeli ortaya çıkabilir.

---

Sonuç: Hepimiz Birer Bilirkişi Adayıyız

Şunu samimiyetle söylemek istiyorum: Bilirkişilik sadece “belgesi olanların” değil, toplumsal adalete katkı sunabilecek herkesin düşünmesi gereken bir sorumluluk alanıdır. Çünkü adalet, sadece mahkeme salonlarında değil, günlük hayatın her alanında inşa edilir.

Bazen bir aile tartışmasında, bazen bir iş yerinde yaşanan anlaşmazlıkta, bazen de burada –forum sayfalarında– bilirkişilik yapıyoruz. Farkında olalım ya da olmayalım, bilgimizi, deneyimimizi ve vicdanımızı ortaya koyduğumuz her an, toplumun küçük bir terazisini dengeliyoruz.

O yüzden, bu tartışmayı burada derinleştirmek, kadınların ve erkeklerin farklı perspektiflerini harmanlayarak ortak bir anlayış geliştirmek çok değerli. Gelin bu başlıkta, kendi deneyimlerimizi, gözlemlerimizi ve fikirlerimizi paylaşalım. Belki de geleceğin bilirkişilik anlayışı, tam da burada, bu satırlarda filizlenecek.